Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Başkanı Prof. Dr. Cem Nuri Aktekin, son günlerde halk arasında ‘sıvı diz protezi’ diye bir tabirin hızla yayıldığını dile getirerek, "Böyle bir tabir asla doğru değildir. Yanlış olarak bu şekilde ifade edilen işlem, aslında diz eklemi içine uygulanan bir enjeksiyon işlemidir. Sıvı diz protezi diye bir şey söz konusu değildir. Diz protezi ise diz ekleminin ileri derecede kireçlenme durumlarında kalıcı olarak dize uygulanan metal iki implant ve arasında sürtünmeyi azaltmak için kullanılan polietilen denilen yine sert bir implant uygulama işlemidir" dedi.
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) tarafından düzenlenen 32. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi, Belek Kongre Merkezi’ndeki bir otelde gerçekleştiriliyor.
Kongre çerçevesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan 32. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Öner Şavk, Türkiye’nin en yüksek katılımlı tıp organizasyonlarından biri olan kongreyi 2 bini aşkın katılımcının takip ettiğini bildirdi.
Kongre sırasında 6. Fizyoterapi Ortopedi-Travmatoloji Ortak Sempozyumu’nun da düzenlendiğini dile getiren Şavk, “9 salonda gerçekleşen bilimsel programımız 148 oturumdan oluşuyor. 145 panel, 3 konferans ve 2 kurs yanında, 226’sı sözel ve 226’sı poster olmak üzere çok sayıda serbest bildiriye de yer veriliyor. Her zaman olduğu gibi bu yıl da kongremizde ortopedi ve travmatoloji alanındaki en son gelişmeleri, bilimsel ve teknolojik yenilikleri paylaşıyor ve böylelikle hastalarımıza hak ettikleri en üst düzey sağlık hizmetini sunmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
6 Şubat 2023’ye Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremlerin ve diğer afetlerin yönetiminin ne kadar önemli olduğunu, ortopedistlerin ne kadar kritik bir görev üstlendiğini hatırlattığını dile getiren Şavk, “O nedenle bu yılki kongremizde ana temamızı ’Deprem ve Afet Yönetimi’ olarak belirledik. Hayati öneme sahip bu konuyu 3 oturumda irdeledik. Böylece gelecekte olabilecek felaketlere karşı daha hazırlıklı olmayı amaçlıyoruz. Bu yıl 32.’sini gerçekleştirdiğimiz Ortopedi ve Travmatoloji Kongremiz bizim için her zamankinden de önemli, her zamankinden de değerli. Biz bugün burada hem bir kongre gerçekleştirecek hem de en büyük ulusal bayramımızı Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılında coşku ile bir kez daha kutluyoruz” dedi.
Şavk, yaşam boyunca sürekli yıkım ve yeniden yapım sürecine sahip olan kemiklerde belirli bir yaştan sonra dengenin yıkım lehine bozulması ve kemiğin mineral yoğunluğunun azalması ile kırılganlığın arttığını belirtti.
Osteoporoz olarak tanımlanan bu durumun halk arasında yaygın olarak kemik erimesi olarak bilindiğini işaret eden Şavk, “50 yaş üzeri her 3 kadından ve her 5 erkekten birinde ortaya çıkan kemik erimesi yaygın kemik ağrısı yanında kırıkların da en önemli nedenidir. Toplumda görülme sıklığı bilinen pek çok hastalıktan çok daha fazla olan kemik erimesi ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kemik erimesi tüm kemiklerde olabilmekle beraber en sıklıkla omurlarda, kalçada, el bileklerinde ve omuzlarda kırıklara yol açarak sorun oluşturur. Genellikle yaşlı hastalığı olarak bilinse de genetik hastalıklar, bazı kan hastalıkları, alkol kullanımı ve hareketsiz yaşam tarzı gibi nedenlere bağlı olarak daha erken yaşlarda da görülebilir. Sinsi olarak seyreden hastalık ileri yaşlarda sırt ve bel ağrısı, kamburluk, boy kısalması, küçük travmalar ile oluşan kırıklar ile kendini gösterir. Bu bulguların tedavisi kolay ve her zaman yüz güldürücü değildir. Bu neden ile kemik erimesi olabileceği düşünülen kişilerin kırıklar oluşmadan değerlendirilmesi önemlidir” diye konuştu.
Bu rahatsızlığa yakalanan kişilerin tedavi edilmelerini çok önemli olduğunun altını çizen Şavk, “Büyük çoğunluğu ileri yaş grubunda bu kadar kalçası beli, omzu, kırılmış hastayı yatırmak, maiyeti karşılamak tedavi edilecek eğitimli hekimleri bulmak çok zor. Kemik erimesi rahatsızlığı önceden tespit etmek kurtarabildiğimiz kadarını önleyici tedbirlerle yapmak zorundayız. Kemik erimesi ileri yaş hastalarda olduğu için bunların yanına ilave hastalıklarında eklenmesiyle, bu hastalarda ölüm oranı fazla oluyor. Kemik kırılması olduktan sonra ileri yaş hastalar için 3’te birini kısa süre içinde kaybedilebiliyor. Geri kalan 3’te biri bir yıllık süre içinde araya giren başka hastalıklarla kaybedilebiliyor. Kalan biri eski performanslarına dönememektedir. Ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkar. Bu grubu 65-70 yaş olarak değerlendirebiliriz” dedi.
Şavk, insan ömrünün uzamasına bağlı her organın belirli bir yaşam süreci olduğuna değinerek, “Bu süreç içinde mutlaka eskiyecektir, aşınacaktır. Bunları kolaylaştıran fazla ağırlık, kırılmalar, bazı metabolik rahatsızlıklar eklemlerin daha fazla bozulmasın sebep olur. İleri yaşlarda kemik erimesi, ikincisi kireçlenme rahatsızlığıdır. Kireçlenme yük binen eklemlerde daha fazla olur” ifadelerine yer verdi.
TOTBİD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cem Nuri Aktekin, Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği’nin (TOTBİD) Antalya’da düzenlenen 32. Ulusal Kongresi’nde deprem ve afet yönetimi konusunun ele alındığını ve ortopedi ile travmatoloji doktorlarının olası bir deprem durumunda izlemesi gereken yola ilişkin konuların istişare edildiğini aktardı.
Aktekin, kongrede ana tema olarak ‘deprem ve afet yönetimi’ konusunu seçtiğini yapılan oturumların öncesinde, ortopedi ve travmatoloji doktorları tekrar yaşanma olasılığı yüksek olan deprem felaketleri durumunda acil müdahale için neler yapabileceklerini masaya yatırdıklarını ifade etti.
Cem Nuri Aktekin, deprem bölgesinde aktif görev aldıklarına değinerek, “O bölgede ezilme, yüksekten atlama sonucu oluşan yaralanmaların ortopedi ve travmatolojiyi yakından ilgilendiriyor. Ezilme tedavileri çok uzun sürüyor. Bu kadar büyük bir deprem için çok az ampütasyon yaptık. Hava olarak soğuk bir dönem oldu, hastaları daha hızlı kaybettik. Ampütasyon yapacak kadar gelen hastamız az oldu. Ampütasyon sonrası protez en önemli aşamadır. Sağlık Bakanlığı protezi karşılıyor. Çoğu hastamız protez kullanabilecek aşamaya geldi ama tedavisine devam edilenlerde var” dedi.
Son günlerde halk arasında ‘sıvı diz protezi’ diye bir tabirin hızla yayıldığını gördüklerini dile getiren Aktekin, “Böyle bir tabir asla doğru değildir. Yanlış olarak bu şekilde ifade edilen işlem, aslında diz eklemi içine uygulanan bir enjeksiyon işlemidir. Sıvı diz protezi diye bir şey söz konusu değildir. Diz protezinin ise diz ekleminin ileri derecede kireçlenme durumlarında kalıcı olarak dize uygulanan metal iki implant ve arasında sürtünmeyi azaltmak için kullanılan polietilen denilen yine sert bir implant uygulama işlemidir” açıklamasını yaptı.
Hataylı bir hekim olan TOTBİD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Öçgüder, 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden herkese Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diledi.
Bu 11 ildeki depremde bütün hekimlerin ellerinden geldiğince yaralıları tedavi etmeye çalıştığını anlayan Öçgüder, “Başka illerden müracaat eden 153 gönüllü meslektaşımız ilk 4 gün içinde bölgeye ulaştı. 20 kişilik bir ekibimiz var. Afet Koordinasyon Kurulu kurarak herhangi bir afet sonrasında ne yapabiliriz diye önemli çalışmalarımız oldu. Mart ayında meslektaşlarımızı ziyaret ettik. 8 adet konteyneri bölgeye ulaştırdık. Sorumluklarımızın farkındayız. Olacak olan afetler için de çeşitli 20 kişilik ekipler kurarak bunları yıl içinde iki kez kaynaştırarak eğitimler vermeye devam edeceğiz. Hala yara iyileşmesi rehabilitasyonu devam eden birçok hasta var. Ücretsiz olarak devletimizi onların ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Biz de dernek olarak gönüllülerle mağdur olan vatandaşlarımızı bir araya getirmeye çalıştık” dedi.
Öçgüder, profesyonel veya meslek olarak spor yapanların sakatlanmayı göze altığını belirterek, “Basketbol ve futbolda menisküs, diz bağı yaralanmalarını görüyoruz. Sağlıklı yaşam için tempolu yürüyüş yapılmalı. Futbol, basketbol sporu hangi yaşta yaparsanız yapın sakatlanma oranı ve riski her zaman söz konusudur” ifadelerine yer verdi.
Ali Turgut, yapay zekanın ortopedi ve travmatoloji de tanı aşamasında olduğunu belirterek, insan becerisinin önüne geçemediğini kaydetti.
İHA