Ocak 2023 sonu itibarıyla Türkiye'de bulunan 340 binden fazla mahkum ve yakınları, genel af için araştırmalarını artırdı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilerek Resmi Gazete'de yayınlanan ve yürürlüğe giren 7. Yargı Paketi, mahkumların af geleceğine ilişkin umutlarını artırırken arama motorlarında araştırılan 'Genel af çıkacak mı, ne zaman çıkacak 2023? 7. Yargı Paketi ile kimler aftan yararlanabilecek?' sorularının cevabını haberimizde derledik. İşte detaylar...
Uyuşturucuyla mücadele, haciz uygulaması ve göçmen kaçakçılığına yönelik önemli düzenlemelerin yer aldığı yeni yargı paketi, kira uyuşmazlıklarında arabuluculuğu teşvik etme, uyuşturucuyla mücadelede ek tedbirlerin alınması ve çocuğu hasta olan hükümlü annelere infaz erteleme imkanı sağlama gibi maddeler içeriyor. Yeni Yargı Paketi, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 7. Yargı Paketi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesinin ardından, infaz indirimi düzenlemesi dikkatleri üzerine çekti. Ancak Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarda, genel bir af hükmü bulunmamaktadır.
Binlerce mahkum ve ailesi tarafından merakla açıklama beklenen konuya ilişkin son bilgilendirmeyi ise AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik yaptı. Genel af tartışmasının MKYK'da şimdiye kadar gündeme gelmediğini vurgulayan Çelik'in açıklamalarıyla birlikte, genel affa ilişkin umutlar da azalmış oldu. Konuya ilişkin yeni gelişmeler yaşandığında haberimiz güncellenecektir.
Türkiye'de 1922, 1923, 1933, 1960, 1963, 1966 ve 1974'te olmak üzere yedi kez genel af ilan edildi. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 1974 genel affı 61 bin olan cezaevindeki tutuklu ve hükümlü sayısını 24 bine kadar indirdiyse de, 1980 darbesiyle beraber cezaevi nüfusu 80 bine yaklaştı. 1991 affıyla beraber yine 25 binlere kadar gerilediyse de 2000'de çıkan şartlı salıverme yasası tutuklu ve hükümlü sayısını ancak 70 binlerden 50 binlere indirebildi. Cezaevindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 2006'dan bu yana düzenli bir artış eğiliminde ve 2007'de 90 bini, 2017'de ise 220 bini geçmiş durumda. 2023 yılının Ocak ayında alınan verilerde ise bu rakamın 340 bini aştığı belirtildi.
24 Şubat 1976: Şoför affı. (Cumhuriyet'in 50. yılı dolayısıyla çıkarılan aftan kısmen yararlanan sürücülerin, mesleklerini icra etmelerine olanak sağlayan yasal düzenleme)
2 Ağustos 1977: Haşhaş ekicilerinin affı.
26 Ocak 1978: 1974'te çıkarılan genel af kanununa bir bent eklenmesine dair kanun.
25 Eylül 1980: Ateşli silahlar konusundaki af kanunu.
25 Aralık 1985: Memurların disiplin cezalarının affı.
25 Mart 1988: Ceza indirimi öngören kanun.
12 Nisan 1991: Terörle Mücadele Kanunu'nun geçici 4. maddesi uyarınca öngörülen şartla salıverme.
18 Haziran 1992: Memurların disiplin suçlarının affı.
6 Mayıs 1993: Öğrenci affı.
1 Haziran 1994: Türk Parası'nın Kıymetini Koruma Hakkında Kanun kapsamındaki suçların affı.
7 Haziran 1995: Öğrenci affı.
28 Ağustos 1999: Basın yoluyla işlenen bazı suçların ertelenmesine dair kanun. (Anayasa Mahkemesince kısmen iptal edildi.)
28 Ağustos 1999: Öğrenci affı (Cezaların affı hakkındaki kanuna bir geçici madde eklenmesine ilişkin kanunun Cumhurbaşkanı'nca veto edilmesine karşın öğrenci affı yürürlüğe girdi.)
28 Ağustos 1999: Cezaların infazı hakkındaki kanuna bir geçici madde eklenmesine dair kanun. (Cumhurbaşkanı veto etti.)
22 Aralık 2000: Rahşan Affı
15 Mayıs 1974'te Genel Af teklifinin son maddeleri de TBMM'de kabul edilince çıkarılması uzun süre konuşulan Af Kanunu kesinleşti.[5] Başbakan Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'ın kurduğu Koalisyon Hükûmeti affı çıkardı. 19 Mayıs'ta cezaevlerinden tahliyeler başladı. Sağmalcılar Cezaevi'nden Af Kanunu'ndan yararlanarak serbest kalan 300 hükümlüden 56'sı adam öldürmek, 91'i hırsızlık ve gasp, 67'si esrar içmek, bulundurmak ve satmak, 13'ü kaçakçılık, 9'u ırza geçmek suçlarından 1-30 yıl arası ağır hapis cezasına mahkûm edilmişlerdi. Diğerleri ise; silah bulundurmak, yaralamak, ölüme sebebiyet, sahtekârlık, dolandırıcılık, zimmet, hakaret suçlarından hükümlüydüler.
Asıl adı Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası olan ve uzun süren tartışmalardan sonra 22 Aralık 2000'de Rahşan Ecevit'in önerisiyle çıkarılan, devlete karşı işlenen suçlar dışındaki suçlara erteleme veya şartlı salıverme getiren yasa, kamuoyunda "Rahşan Affı" olarak bilinir. Yasayı Bülent Ecevit başbakanlığındaki DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükûmeti çıkardı. 70 bin kişilik kapasitesi dolan cezaevlerinin nüfusu 40 bine kadar düştü. Ancak 3 yılda mahkûm sayısı 20 binden fazla artarak yeniden 64 bine çıktı.
4616 sayılı Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası, 23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenen suçları kapsıyordu. Yasa çıktıktan sonra ilk planda cezaevlerindeki 23 bini aşkın tutuklu ve hükümlü aftan yararlanarak tahliye oldu. Daha sonra Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarıyla yasanın kapsamının genişlemesi sonucu cezaevinden tahliye olanların sayısı 45 bini buldu. Ancak affın sonuçları bununla sınırlı kalmadı. Suç tarihi 23 Nisan 1999'dan önce olmasına karşılık sonradan açılan ve yargılaması uzun süren davalarda affın etkisi sürdü. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün derlediği istatistikler, 2005 yılında 4 bin 715 kişi hakkındaki davanın af yasası çerçevesinde ertelendiğini ortaya çıkardı.
Yargıda yeni düzenlemeleri içeren İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan kanunla, çocuğu hasta annelere infaz ertelemesi getirilirken, kira uyuşmazlıkları da arabuluculuk kapsamına alınıyor. Uyuşturucuyla mücadelede de ağır cezaların öngörüldüğü kanunla göçmen kaçakçılığı suçlarının cezaları da artırılıyor. Kanunla ayrıca, aile bireylerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyaları haczedilemeyecek.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188'inci maddesinin 4. fıkrası kapsamına "sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri ile amfetamin ve türevleri" de dahil edildi. Böylelikle bu maddelerin imal, ithal, ihraç ve ticaretine ilişkin suçların cezaları yarı oranında artırıldı. Bu kapsamda örneğin anılan uyuşturucu maddelerin ticaretine ilişkin suçun cezasının alt sınırı 10 yıldan 15 yıla çıkarıldı. Uyuşturucu madde kullananlar hakkında uygulanacak tedavi veya denetimli serbestlik tedbiri sürecinin daha etkin işletilebilmesi öngörülüyor. Bu kapsamda, tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin uzatma süresi, 1 yıldan 2 yıla çıkarılmakta ve şüphelinin daha uzun süre tedavi ve/veya denetim altında tutulması sağlanacak. Cumhuriyet savcısının, erteleme süresi içinde uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığını tespit etmesi için şüpheliyi yılda en az 2 kez ilgili kuruma sevk etmesi zorunlu hale getirildi. Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheli hakkında verilen erteleme kararının kolluk birimlerine bildirilmesi sağlanacak.
Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanununa eklenen 12/A maddesiyle, uyuşturucu madde bağımlılarına özgü iyileştirme tedbirleri geliştirildi. Buna göre, Türk Ceza Kanununun 191'inci maddesi gereğince Cumhuriyet savcısı tarafından hakkında bu suçtan dolayı denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri verilen şüpheliyle ilgili olarak denetimli serbestlik müdürlüğünce, tedaviye tabi tutulma, belirlenen programlara katılma, çocuklarla bir arada olmayı gerektiren ortamlarda çalışmaktan yasaklanma, belirlenen yer veya bölgelere gitmeme, bir bölgede denetim veya gözetim altında bulunma, eğitim kurumuna, eğitim programına veya mesleki uğraşlarına ilişkin eğitime devam etme, belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma, gözetim altında ücret karşılığı çalıştırılma, silah bulunduramama veya taşıyamama, gerektiğinde sahip olunan silahları makbuz karşılığında adli emanete teslim etme, her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamama ve gerektiğinde makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etme yükümlülüklerinden en az 3 veya daha fazlasına karar verilecek. Ayrıca bahsi geçen yükümlülüklerin takibi bakımından Cumhuriyet savcıları ile denetimli serbestlik uygulaması kapsamında görev alan personelin sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde düzenlendi.
Uyuşturucu madde kullanmak suçundan hükümlü olanlar ile başka bir suçtan hükümlü olup uyuşturucu madde bağımlısı olduğu tespit edilen hükümlülerin ceza infaz kurumunda tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılması zorunlu hale getirildi. Ayrıca tedavi ve rehabilitasyon programlarının uygulanacağı müstakil ceza infaz kurumlarının açılabilmesine veya mevcut ceza infaz kurumlarının bir bölümünün bu amaç için tahsis edilmesine imkan tanındı. Yine, uyuşturucu kullanmak suçundan dolayı mahkum olup da denetimli serbestliğe ayrılan hükümlülere, ilaveten tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılma yükümlülüğü getirildi. Tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin bir an önce hayata geçirilmesi ve yürütülecek hizmetlerin aksamaması için ilgili bakanlıkların bütçesine ödenek aktarılması ve bu hususta personel görevlendirilmesi yönünde düzenleme yapıldı. Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu için görevlendirilen gizli soruşturmacının kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde ses veya görüntü kaydı yapabilmesine hakim tarafından izin verilebilecek.
El konulan maddenin uyuşturucu madde olduğuna dair kesin rapor alındıktan sonra "soruşturma aşamasında" sulh ceza hakimliğince bu maddenin müsaderesine ve imhasına karar verilmesi zorunlu hale getirildi. Böylelikle soruşturma veya kovuşturmanın kesinleşmesi beklenmeden uyuşturucu maddelerin imhası sağlanmış olacaktır. Kaçakçılık suçlarından, uyuşturucu madde imal ve ticareti suçundan ve izinsiz kenevir ekimi suçundan elde edilen malvarlığı değerlerini ihbar edenler ile bu suçlardan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunu ihbar edenlerin kimliklerinin gizlenmesine yönelik hüküm getirildi.
Göçmen kaçakçılığı suçuyla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla suçun cezasının alt sınırı 3 yıldan 5 yıla çıkarıldı. Göçmen kaçakçılığı suçu nedeniyle el konulan araç, gereç ve malzemenin, milli savunma veya iç güvenlik hizmetleriyle doğrudan ilgili olması durumunda bunların Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığına tahsis edilebilmesine imkan sağlandı.
Konutlarda yapılacak hacizler bakımından; icra müdürünün verdiği haciz kararının, "hakim onayından geçtikten sonra" yerine getirilebilmesi sağlanacak. Aile bireylerine ait kişisel eşyalar ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyaları, haczi caiz olmayan mallar arasına alındı. İcra takibine konu alacağa yetecek miktarı aşacak şekilde (taşkın) haciz yapılması açıkça yasaklandı. Üzerindeki haciz kalktığı halde yediemin depolarında bulunan malların daha etkin bir şekilde tasfiyesi için düzenleme yapıldı.
Avukatların büro kurma giderlerinin karşılanması için uygun kredi ve finansmana erişmesini sağlayacak düzenleme yapıldı.Avukatlık mesleğinin ilk 5 yılında baro aidatı alınmaması sağlanarak mesleğe yeni başlayan avukatlar mali olarak desteklenecek. Adli yardım bürosunun gelirleri artırılmak suretiyle adli yardım sisteminin güçlendirilecek.
Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar (ilamsız icra yoluyla tahliye hariç), ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve komşu hakkıyla ilgili uyuşmazlıklar, dava şartı olarak arabuluculuk kapsamına alındı. Ticari davalar ve iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar bakımından, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu açıkça düzenlendi. Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar, ihtiyari arabuluculuğa elverişli hale getirildi. Arabuluculuğa ilişkin Türkiye'nin taraf olduğu Singapur Sözleşmesi'nin, iç hukukla uyumunun sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapıldı. Uyuşmazlığın asıl tarafının arabuluculuk süreci ile arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanak hakkında bilgilendirilmesi konusunda arabulucuya yükümlülük getirildi. Ticari uyuşmazlıklar bakımından, taraf avukatları ve arabulucunun birlikte imzaladığı anlaşma belgesinin, -icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın- ilam niteliğinde belge sayılacağı kabul edildi.
Ceza Muhakemesi Kanununun 193'üncü maddesinde değişiklik yapılarak, "mahkumiyet" kararının yanı sıra "ceza verilmesine yer olmadığı" ve "güvenlik tedbiri" kararlarının verilebilmesi için de sanığın sorgusunun yapılması şartı getirildi. Ceza Muhakemesi Kanununun 231'inci maddesinde düzenleme yapılarak, "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararlarına itiraz halinde itiraz merciinin, karar ve hüküm hakkında usule ve esasa ilişkin inceleme yapması gerektiği açıklığa kavuşturuldu. Böylelikle, itiraz mercii, karar ve hükmü ayrıntılı bir şekilde inceleyecek; usule veya esasa ilişkin hukuka aykırılık tespit ederse, gerekçesini göstermek suretiyle karar ve hükmü kaldırarak dosyayı mahkemesine gönderecek. Ceza Muhakemesi Kanununun 308/A maddesinde değişiklik yapılarak, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı Cumhuriyet başsavcılığınca sanık aleyhine itiraz edilebilmesi için "kararı etkileyecek nitelikte esaslı bir hatanın bulunması" gerektiği hükme bağlandı. Ayrıca düzenlemeyle, bu itirazın sanık veya müdafine tebliğ edilmesi sağlandı.
Engellilik sebebiyle bakıma muhtaç veya ağır bir hastalığa düçar (hastalığa yakalanmış) 18 yaşını doldurmamış çocuğu bulunan ve 10 yıldan az hapis cezasına mahkum edilen kadın hükümlülerin cezalarının infazının, belirli yükümlülükler altında 1 yıla kadar ertelenebilmesine, ertelemenin 6 aylık periyotlarla 2 yıl daha uzatılabilmesine imkan tanındı. Kanunda ayrıca, ceza infaz kurumlarında görev yapan ceza infaz kurumu müdürü, infaz ve koruma baş memuru ve infaz ve koruma memuru unvanlı personelden vazife malulü sayılanların yakınlarına kamuda istihdam hakkı tanındı. Kabahatler Kanununun 43/A maddesinde yapılan değişiklikle, kamu veya özel hukuk tüzel kişisi ayrımı kaldırılarak, tüm tüzel kişilerin maddede düzenlenen idari yaptırımlar bakımından sorumluluğu kabul edilecek. Geçici maddeyle, makul sürede yargılanma hakkı ile mahkeme kararlarının icrası hakkının ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılmış ve derdest olan bireysel başvuruların ilgilinin müracaatı üzerine 6384 sayılı Kanunla kurulan Komisyon tarafından incelenmesine imkan tanındı. Muhtemel iş yükü nazara alınarak Komisyonun yapısı ve çalışma şekli yeniden düzenlendi. Asliye ticaret mahkemelerinde tek hakimle ve basit yargılama usulüne göre görülen uyuşmazlıklara ilişkin parasal sınır 500 bin Türk Lirasından 1 milyon Türk Lirasına çıkarıldı. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması işlemlerini "hafta içi" gerçekleştirecek uzman veya öğretmenlere dosya bazlı ödeme yapılması sağlanacak.
fotomaç