ANTALYA (İHA) - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Orhan Kemal Yücel, sonradan kazanılan Apilastik anemi hastalığının milyonda 2 veya 4 kişide görülen nadir bir hastalık olduğunu belirterek, "Hastalığın tek kesin tedavisi kemik ili transplantasyonudur" dedi.
Aplastik anemi hastalığının kemik iliği yetersizliği olarak adlandırıldığını belirten Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Orhan Kemal Yücel, hastalığın; kemik iliğindeki hücrelerin azlığıyla giden, tıbbi anlamda 'Pansitopeni tablosu' denilen kemik iliğindeki hücrelerin yer dokusunu alması olduğunu söyledi.
Bu hastalığın genelde daha sonradan kazanılan ve sebebi de tam bilinmeyen nedenle oluşan bir hastalık olduğunu aktaran Yücel, ”Bu hastalık bazen kalıtsal nedenlerle birlikte olabiliyor ama daha çok sonradan kazanılmış bir hastalık. Genelde milyonda 2 veya 4 kişide görülen bir hastalık. Nadir görülen bir hastalıktır. Kadın erkek görülme oranı eşit. Hastalar bize genellikle bu kan değerlerindeki düşüklük tablosuyla gelebilir. Kansızlık, anemi semptomları dediğimiz halsizlik, yorgunluk, çarpıntı hissi gibi semptomlar veya beyaz küre düşüklüğüne bağlı olarak hastalar enfeksiyon tablosuyla, ateşle karşımıza gelebilir. Yine bir diğer beyaz küre hücresi dediğimiz tromboz düşüklüğüne bağlı da kanama bulgularıyla gelebilir. Cilt kanaması, diş eti kanaması, burun kanaması, ciltte morluk şikayetlerle karşımıza gelebilir” ifadelerini kullandı.
Hastalığın genelde gençlik döneminde 15 ile 25 yaş arasında görüldüğünü dile getiren Yücel, 60 yaşından sonra da görülme sıklığının arttığını kaydetti.
Tedavide daha çok ilacın kullanıldığını belirten Yücel, “Veya kemik iliği yani kök hücre nakliyle tedavi edilebiliyor. Eğer genç yaştaysa hasta kardeş vericisi varsa, öncelikle kemik iliği transplantasyonu ön planda olurken, eğer kardeş vericisi yoksa veya tam uyumlu vericisi yoksa burada öncelikli olarak ilaç tedavi edilmeye çalışan bir hastalık. Hastalığın aslında tek kesin tedavisi kemik ili transplantasyonudur. Kemik iliği nakli, bir başka vericiden olan ilik nakli. Ama burada hani hastanın yaşı, performansı, verici olup olmaması, donör bulunup bulunmaması, bu tedavi stratejisini değiştirebiliyor. Hastalık tanısı konduğu zaman ilk önce hedef kardeş vericisi varsa kemik iliği naklidir. Kardeş vericisi yoksa burada immünsupresif tedaviler dediğimiz, çünkü bu hastalıkta kemik iliğine olan vücudun bir saldırısı söz konusu. Kemik iliğindeki hücreleri yok etmeye çalışıyor vücut bir şekilde. Bunun tersine döndüren immünsupresif tedavi dediğimiz bir tedavi seçeneğimiz var. Dolayısıyla kemik iliği nakli için donörü olmayan hastalarda da bu tedavi denenebiliyor. Bu tedaviyi aldığında eğer yanıtı olmazsa bu sefer kardeş verici olmadan başka akraba dışı donörden hücre verici hücre toplanıp yine akraba dışı donör verici bulunup bir şekilde kemik iliği nakli olabiliyor. Eğer tam uyumlu donör verici olmazsa kardeş veya akraba dışı yarı uyumlu akraba içi aile iç anne, baba, diğer kardeş buradan da nakil yapılabiliyor” dedi.
Nakil yapıldığı zaman tedavide sonuçların yüz güldürücü olduğunu dile getiren Yücel, diğer immünsupresif tedavilerle nispeten tedaviye yanıt alınabilen bir hastalık olduğunu sözlerine ekledi.