Burdur'un Bucak ilçesinde, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın anlam ve önemine vurgu yapmak amacıyla bir çelenk koyma programı düzenlendi. Program, ilçe protokolünün katılımıyla gerçekleştirildi.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın coşku ve gururunu yaşamak üzere ilçe meydanında düzenlenen çelenk koyma töreni sonrasında J. Teğmen Alperen Çatlı günün anlam ve önemini belirten konuşma yaptı. İlçe protokolünün yanı sıra vatandaşların da katıldığı törende, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları anıldı.
Bucak İlçe Kaymakamı Erol Tanrıkulu, Bucak Belediye Başkanı Emrullah Ünal, Bucak Cumhuriyet Başsavcısı Sefa Aygün, Bucak İlçe Jandarma Komutanı J. Teğmen Alperen Çatlı, Bucak İlçe Emniyet Müdür Vekili Zülfü Gülgen, AK Parti Bucak ilçe başkanı Osman Taşkın, İYİ Parti Bucak İlçe Başkanı Mehmet Küley, CHP Bucak Gençlik Kolları Başkanı Hülya Gümüş, MHP Bucak İlçe Başkanı İsmail Mutlucan, Burdur İl Genel Meclisi Üyesi Niyazi Bülbül, Bucak Milli Eğitim Müdürü Hakan Camcıoğlu, Bucak İlçe Müftüsü İbrahim Keser, Askerlik Şubesi Başkanı Asteğmen Şevki Pala, STK'lar, okul müdürleri Atatürk Anıtı'na çelenk bırakarak saygı duruşunda bulundular.
İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşma yapan J. Teğmen Alperen Çatlı şu ifadelere yer verdi;
Sayın Kaymakamım, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Milli Eğitim Müdürüm, Sayın Protokol, aramızda bulunan saygıdeğer gazilerimiz, değerli konuklar ve en değerlimiz kıymetli öğrencilerimiz,
Bugün, asil Türk milletinin ve onun bağrından çıkan hem kahraman hem gazi Türk ordusunun en şanlı zaferlerinden biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın yüz birinci yıl dönümüdür.
Bu zafer, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, 1683 İkinci Viyana bozgunundan sonra kademeli olarak geri çekilen Türk ordusunun, üç yüzyıl sonra savunmadan taarruza geçerek başarıyla sonuçlanan ve "Ordularımızın ilk hedefi Akdeniz'dir" emrinin verildiği tarihi zaferidir.
Bu zafer, dönemin büyük güçlerinin sömürgesi olmuş, açlık, sefalet ve cehalete mahkum edilen Türk ve İslam coğrafyasının tüm ümitler bitti dendiği anda içlerine bahar getiren, ruh getiren, umut getiren bir zaferdir.
Bu zafer, 9 Eylül'de İzmir'e yaralı vaziyette girerek Konak Meydanı'na Türk sancağını diken Yüzbaşı Şerafettin İzmirli'ye, İzmir Fatih'i büyüktür hanı, Timur Han'ın yıllarca saklanan kılıcının Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından armağan edildiği zaferdir.
Bu zafer, "Başaramazlar, biz her şeyi ve herkesi satın aldık" zafer sarhoşluğu yaşayanların tekniklerinin yıkıldığı, paralarının, teknolojilerinin gücünün yetmediği, askeri matematikte bilmedikleri denklemlerle tanıştıkları, hesaplarının tutmadığı ve sonunda geldikleri gibi gittikleri, ama giderken de eksilerek gittikleri, yüzme bilmeyenlerin hayata tutunamadığı, küçümsedikleri Türk'ün vicdanına sığınarak hayatta kaldıkları ve geri kalan ömürlerinde bu unutamadıkları dersi yaşadıkları bir zaferdir.
Türk milletini, zamanın sömürgecileri yenemediler, bu zamanın sömürgecileri de yenemeyeceklerdir.
Vatansız, inançsız, karamsar, bilinçsiz bir gençlik oluşturma çabasında olanlar, yabancı ülke, film ve benzeri yayıncıları, toplum değerlerini bozmaya çalışanları, tarihi unutturanları, içimizden çıkan hainler, dışarıdan saldıran düşmanlar ve karamsarlığa sürükleyen algı uzmanları yenemeyeceklerdir.
Bunun örneğini, 6 Şubat tarihinde meydana gelen elim deprem olayında Bucak Kapalı Pazaryeri'nde depremzedelere yardım için kendisinden geçerek paket koyan, eşyalarını depremzedelerle paylaşan ve Türk milletinin derdiyle dertlenen gençlerin gözlerindeki vatan, millet ve yardım aşkını da gördük.
"Hani diyorlardı ya sözde Z kuşağı, Türk gençliği söylemenin daha değerli olduğunu, Türk'ün töresinde yardım olduğunu, milletin derdi olduğunu onlar gösterdiler bize.
İşte tıpkı 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda olduğu gibi, o zamanın gençleri, "Hey on beşti" diye tabir edilen on beş yaşındaki nesli, bu vatanın o dönem yükünü omuzlayanları, bugün olsalar, depremzedelere yardım için koşarlardı.
Bugünün sözde Z kuşağı, Türk gençliğiyse, o gün orada olsalardı, gözlerini kırpmadan, bu aziz vatanın hürriyeti için şehadete koşarlardı.
Bu kutlu zaferimizin değerinin gelecek nesillere aktarmanın en doğru ifadesi İstiklal Marşımızın altıncı kıtasıdır:
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
Yüce milletimize ve gençlerimize, huzur ve refah içinde bir gelecek diliyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramı'mız kutlu olsun!