Türkiye İş Bankası ve Kdz. Ereğli Muhtarları iş birliğinde düzenlenen ‘Çiftçi Buluşması’ etkinliğinde çiftçiler, muhtar ve üreticilere tarımsal finansman ihtiyaçlarının karşılama yöntemleri ve bankanın hizmete sunduğu ‘İmece Kart’ tanıtıldı.
Kdz. Ereğli Mühendisler Derneği Lokali’nde düzenlenen etkinlikte çiftçilere İş Bankası Genel Müdürlüğü Tarım Bankacılığı Müdür Yardımcısı Metin Yüksel Bölüm tarafından ülkemizde yüksek enflasyonun yanında kredi faizlerinin düşük olmasının maliyetler açısından avantaj olduğunu söyledi. Bölüm, “TÜİK rakamlarına göre enflasyon 85 diyor ama tarım üretici enflasyonu yüzde 150 diyor. Enflasyon olan ortamda 100’e indiğini varsayalım; bu sene maliyetinizi 100’den yaptınız, bir sonraki sene demek ki 200 TL’ye alacaksınız demek. Oysa ben onu şimdi kendi paramla almasam, banka kredisi çeksem Ziraat bankasında malumunuz daha ucuz, Ziraat bankasını mutlaka kullanın diyoruz. Ziraat bankası veya İmece kartınızla aldınız. Bugün en pahalı bankanın bile kredi faizi şu an 25, 26, 27 seviyelerinde, ortalama 25 diyelim. Bugün 100 TL’ye aldığımız kredi 12 ay sonra ödediğimizde 125 TL olacak. Enflasyonun 100 olduğunu varsayalım, gelecek sene daha az olacağını, fiyatların bu kadar artmayacağını varsaydık 100’ün 200 olduğunu varsaydık. Gelecek sene 200 TL’ye aldığın şeyin bu sene kredi çektiğinde 125 olarak geri ödeyeceksin. Faizlerin enflasyonun çok fazla altında olmasından yararlanın. Bu sizin avantajınız. Matematiksel olarak baktığınızda siz karlı çıkarsınız. Her zaman alırken kazanırsınız, satarken değil. Yani satış fiyatına değil, alış fiyatına bakmalıyız. Maliyeti düşürme yollarına bakmalıyız. Çünkü son fiyatı biz hiçbir zaman belirleyemiyoruz. Dolayısıyla maliyetleri düşürmek. Maliyeti düşürmenin de en iyi yolu bir an önce satın almaktır" dedi.
Bu yıl ülkemizde tarıma 143 milyar TL para ayrıldığını ifade eden Bölüm, çiftçilerin bu yıl daha fazla sübvanse edileceğini vurguladı. Üreticilerin maliyetleri azaltacak iki unsur olduğunu anlatan Bölüm şu bilgileri verdi:
"Tarıma ayrılan 143 milyar TL’nin bir kısmı giderler, çeşitli yatırımlar ama bir kısmı da sübvansiyon olarak verilecek. Demek ki bu senede sübvansiyonlar da artacak, onu da söyleyebiliriz. İlla da İş Bankası demiyorum en avantajlı banka hangisiyse onu kullanalım, maliyetlerimizi düşürelim. İş Bankası olarak fazla bir masrafımız yok. Zorunlu sigorta masrafları, yüksek dosya masrafları yok, 10 bin TL bir kredide en fazla bin TL masraf ödersiniz. Tabii bu kredinin durumuna göre değişiyor. Maliyetlerimizi azaltacak bir diğer unsurda teknolojiye yapılacak yatırımlar. Tarım teknolojileri her yere her şekilde uygulanır. ‘Burası Karadeniz, burada çok yağmur yağıyor, sulamayla ilgili bir sorunumuz olmaz’ diye düşünmeyin. Artık yağmurlar eskisi gibi değil, iklim değişiyor. Bir yağıyor, pir yağıyor. Attığınız ilacı topraktan götürüyor. Bu nokta bizim imece mobil diye bir uygulamamız var. Burada hem gübreleme servisi, hem de sulama servisimiz var. Tarlaya özel ziraat mühendisi, telefonu açıyor, sizinle konuşuyor. Senin ‘tarlana özel sulamayı bu kadar yap, gübrelemeyi bu kadar kullan’ diye tavsiyede bulunuyor.”
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iklimlerin değiştiğini, Güneydoğu ve Orta Anadolu’da kuraklığın arttığını, 50 yıl sonra Karadeniz bölgesinde de kuraklığın artacağını belirten Bölüm, gelecek 50 yıl sonra ılıman iklimin Ukrayna tarafına kayacağını söyledi. Bölüm, Ukrayna savaşının nedenlerine bu yönden de bakılması gerektiğinin altını çizerek, “Türkiye ılıman iklim olduğu için en iyi tarım ülkelerinden bir tanesiydi ama ılıman iklim değişiyor, kuraklık artıyor. Kuraklık Güneydoğu’dan Orta Anadolu’ya doğru geldi. Suyumuzda azalıyor. Artık Karadeniz bölgesi ılıman iklim haline geldi. 50 yıl sonra bizde kuraklaşacağız. O ılıman iklim Ukrayna tarafına gidecek. Şimdi Ukrayna savaşının neden olduğunu tekrar düşünün. Orada daha fazla ürün çeşitliliği olacak. Adamlar 50 yıl öncesinden bunun savaşını vermeye başladı. Neden? İlerleyen günlerde bütün tarım ürünleri orada yetişecek. Biz tarımcılar pandemide de gördük, Ukrayna savaşında da gördük. Tarım olmadan geri kalan her şey boş. Üretim olmadan her şey boş. Önce üretim, önce masamıza ekmeğimizi, fındığımızı, zeytinimizi, Osmanlı Çileği’mizi koyacağız. Bunlarla besleneceğiz. Param olacak ama alamayacağım, aç kalırım. Katar alamadı. Katar’a bir abluka yaptılar. Adamların her birinin kapısının önünde Ferrari’si var ama yumurta alamıyor. Yumurtanı üretmezsen Ferrari’n olsa ne olacak?” şeklinde konuştu.
Bölüm konuşmasının sonlarında hem birey hem de ülke olarak mutlaka üretime sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, İş Bankası olarak çiftçilere her türlü desteği vereceklerini ifade etti.