MAKÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kale öncülüğünde, yerli ve milli olarak bitkisel kökenli deri bakım ürünü geliştirildi. MAKÜ Hoof Jel olarak MAKÜ Teknoloji Transfer Merkezi tarafından ticarileşen ve yerel bir firma tarafından üretimi yapılan jel, hayvanların ayak ve tırnak yaralarına çare oldu.
ÖKÇE ÇÜRÜĞÜ YARASI OLAN BÜYÜKBAŞ HAYVAN, JEL SÜRÜLDÜKTEN 10 DAKİKA SONRA AYAĞININ ÜZERİNE BASMAYA BAŞLADI
Menderes Mahallesinde büyükbaş hayvan çiftliği işleten Yetiştirici Kenan Kaplan’a ait ayak ve tırnak yarası olan iki büyükbaşa, Prof. Dr. Mehmet Kale tarafından MAKÜ Hoof Jel uygulandı. Profesör Mehmet Kale, ilk olarak arka ayağında yara olan büyükbaşa, MAKÜ Hooj Jel’i uyguladı. Yaralı bölge önce temizlenerek, dezenfekte edildi. Ardından ise fırça yardımı ile yaranın üzerine MAKÜ Hoof Jel sürülerek, 10 dakika jelin kuruması beklendi. MAKÜ Hoof Jelin kurumasının ardından büyükbaş hayvanın yaralı ayağının üzerine bastığı gözlendi. Büyükbaş hayvanının topallamadan yürüdüğünü gören Yetiştirici Kenan Kaplan ise büyük sevinç yaşadı.
Uygulama esnasında MAKÜ Hoof Jel hakkında bilgi veren MAKÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kale, “Bu hayvanımızdaki ayak rahatsızlığı özellikle ökçe bölümünde meydana gelmiş bir lezyon olarak gözükmektedir. Ayak rahatsızlıkları hayvanın yaşam standartlarını etkilediği gibi, rahatsızlığın kısa sürede kemik ve dokulara yayılması sonucuyla ilerleyen süreçte hayvanın kesime gitmesine yol açmaktadır. Bu durum yetiştiricilerimiz için bir ekonomik kayıptır. Bilindiği üzere bir ineğin piyasa fiyatı şu anda 60-100 bin lira arasındadır, bu hayvanın ayak ve tırnak rahatsızlığı nedeniyle kesime gitmesiyle fiyatı yarı yarıya düşmektedir. Ayrıca ayak ve tırnak rahatsızlıkları süt veriminin düşmesine, döl tutma sorunlarına da yol açmaktadır. Yetiştiricilerimizin maddi kayıp yaşamaması için ayak yaraları için üniversitemizin üretmiş olduğu yerli ve milli bir ürün olan MAKÜ Hoof Jeli kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Ayak ve tırnak yaralarına bağlı hayvanda gelişen genel sistemik bakteriyel enfeksiyon yoksa, ateşlenme söz konusu değilse, bakteriyel etkenler kemik ve dokulara yayılmadıysa hiç antibiyotik kullanmadan bu jel sayesinde iyileşebilmektedir. Ayrıca bu jel kullanımı sonrası yara bölgesinin hiç bandajlanmasına gerek yoktur” dedi.
HANGİ AYAK HASTALIKLARINI İYİLEŞTİRİYOR?
MAKÜ Hoof Jel’in oksijensiz ortamı seven bakterilerin oluşturduğu ayak ve tırnak yaralarını iyileştirdiğini anlatan Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kale, “Genelde oksijensiz ortamı seven bakteriler hayvanlarının yaşam alanındaki zeminde ve çevrede bulunmaktadır. Bu bakteriler ayak ve tırnaklarda meydana gelen yaralardan bölgeye giriş yapmaktadır. Ayak ve tırnakta taban ökçe çürüğü, taban eziği, ökçe eziği, interflegmon, limaks, interdigital dermatitis, travmatik yaralar meydana gelmektedir. Birçok ayak ve tırnak hastalığı ile mücadelede bu jel rahatlıkla kullanılabilir. Spesifik olarak bizim çok yoğun çalıştığımız taban ve ökçe çürükleri işletmelerde büyük problemdir. Ayakta meydana gelen yaralar, taban ve ökçede özellikle iki bakterinin kolay üremesine, bu bakterilerin ahır tabanında devamlı olarak kalıcılık sağlaması ve önlenememesi sonucu diğer hayvanlara bulaşması mümkün olmaktadır. Eski zamanlarda hayvanlar meralarda gezinirlerdi, ayak problemleri çok daha az oluşurdu ama şimdi hayvanlar besi ve süt amaçlı kapalı alanlarda yetiştirildikleri için devamlı dışkı ve idrar içinde kalıyorlar. Otomatik olarak ayaktaki herhangi bir yaralanma o bölgenin bakteri kapmasını sağlıyor bu yüzden bu tür üretimlerde, MAKÜ Hoof Jel gibi çarelere gerek var. Biz üretimde ayak hastalıklarına çare bulmak amacıyla yola çıktık. Jel, ayağın üst kısımlarında çeşitli bölgelerde gözüken yaralarda da kullanıldığında, ayağın o bölgesindeki yaraları iyileştirdiğini gözledik. Bizim odak noktamız ayaktaki yaranın kapanması ve gelişen topallığın önlenmesidir” dedi.
İYİLEŞME SÜRECİ NASIL ŞEKİLLENİYOR?
Ayak ve tırnak yaralarında MAKÜ Hoof Jelin uygulanması ile hafif ve orta yaralarda yüzde 100, kemik ve dokulara dayanmış yaralarda ise yüzde 60 iyileşme gözlemlediklerini dile getiren Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kale, “Büyükbaş hayvanlarda Jelin uygulanması sonrasında iyileşme oranlarımıza baktığımızda hafif ve orta vakalarda yüzde 90-100 arasında iyileşme sağlanırken, kemik ve derin dokulara dayanmış, ayağın şiştiği ve yürümekte zorlanan vakalarda ise yüzde 40-60 arasında iyileşme sağlandığını tespit ettik. Bu yüzden hastalığın erken dönemlerinde yapılacak olan uygulamalar başarı şansımızı arttırmıştır. Jel uygulamalarımızda, işletmenin koşullarını da göz önüne aldığımızda burada ben her gün uygulanmasını tavsiye ederim ama iş yoğunluğu çok fazla ve ehemmiyet gerektirmiyorsa ya da her gün yapamıyorlarsa 2 günde 1, 3 günde 1, toplamda 2-3 kez sürülmesi ile yaranın kabuklaşarak kapandığı ve topallamanın ortadan kalktığı görülecektir. Bir haftada yaranın konumuna, derinliğine ve bakteriyel yoğunluğa bağlı olarak iyileşmeler görülecektir. Bir de şunu ifade edeyim: tırnak ucuna basarak yürüyen bir hayvanın, bu uygulamayı yaptıktan 20 dakika sonra tamamıyla ayak tabanı üzerine bastığını gözlemledik. Bu durum zaman içinde uygulamalarımız ile elde ettiğimiz sonuçlardan biridir” diye konuştu.
MAKÜ HOOF JEL NASIL KULLANILIR?
MAKÜ Hoof Jelin nasıl kullanılacağını anlatan Prof. Dr. Mehmet Kale, “Bunun için hayvanın travayda, süt sağım ünitelerinde ya da işletme sahipleri, tırnak bakım uzmanları, veteriner teknikerleri ya da veteriner hekimlerin ip yardımı ile ayağın kaldırılarak yara bölgesine jel uygulaması kolaylıkla yapılabilir. İlk olarak yara bölgesinin temizlenmesi, MAKÜ Hoof Jelin bir fırça yardımıyla bölgeye sürülmesi ve 10 dakika kadar bekletilmesinden sonra hayvan normal yaşam alanına salınabilir. Jelin uygulaması günlük bir defa, 2 günde bir defa veya 3 günde bir defa biçiminde uygulanabilir. Bu uygulamalar sonucu yara bölgesi kapanıyor ve yara bölgesinde yer alan bakteriler yok ediliyor” dedi.
DAHA ETKİLİ SONUÇ ALMAK İÇİN NE YAPILAMALIDIR?
Jelin kullanımında daha etkili sonuç almak için uygulama önerilerini dile getiren Prof. Dr. Mehmet Kale, “Yetiştiricilere, veteriner hekimlere ve tırnak işiyle uğraşan veteriner tekniker/teknisyenlere en büyük tavsiyelerimden birisi, jeli sürdükten sonra 10 dakika kurumasını bekleyeceğiz. 10 dakikalık kuruma süresinin ardından hayvanın idrarını ya da dışkısını yaptığı yaşam alanına gitmeden önce mutlaka bir kum ya da talaşın üzerinden geçirip, pandoklara ya da ahıra sokarlarsa çok daha başarılı sonuçlar alacaklardır. Bu şekilde uygulamalarını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.
BİTKİSEL KÖKENLİ DERİ BAKIM ÜRÜNÜ
MAKÜ Hoof Jelin bitkisel kökenli yerli ve milli deri bakım ürünü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Kale, jelin üretim süreci ve içeriği hakkında şöyle konuştu: “MAKÜ Hoof Jel bir deri bakım ürünü olarak üretildi. İlaç değildir ancak bitkisel kökenli olduğu için dışarıdan destekleyici bir tedavi yapabilmektedir. Bu sayede antibiyotik kullanımının da azaltılması ve hayvanın dış bölgedeki yarasının kapanması gerçekleşmektedir. Burada iki önemli bakteri var. Bu bakteriler anaerob dediğimiz oksijensiz ortamı seven bakterilerdir. Bizim uyguladığımız jel, bölgenin hava almasını sağlamaktadır çünkü açık yaraların iyileşebilmesi için oksijen alması gerekiyor. Ürettiğimiz jelin özelliği hem hava aldırabilme hem de izole edebilme özelliği var yani bir bakıma bandaj görevi de görmektedir. Ayrıca jel, içindeki bitkisel ürünler sayesinde antibiyotik kullanmadan yaradaki bakterileri de öldürmektedir. Genellikle ayak ve tırnak rahatsızlıklarında antibiyotik kullanılmaktadır. Ancak genel sistemik olarak kullanılan antibiyotiklerin ayak yarasının bulunduğu bölgedeki bakterilere etkili olamamalarının nedenlerinden biri yaranın kapatılmaması diğeri de ayak yaralarında antibiyotiğin etkin olamamasıdır. Jel burada lokal olarak antibiyotik benzeri bir etki göstererek bakterinin ölmesini sağlıyor. MAKÜ Hoof Jelin geliştirilmesi 6 yıllık bir süreci almıştır. Esasen biz ilk önce Merhem ya da krem tarzında yola çıkmıştık. Bu süreç içinde epey denemeler gerçekleştirdik ancak bilindiği gibi o bölgeye herhangi bir krem ya da merhem uygulandığında yara bölgesinin ilk olarak kalın dokulu bezle sarılması, üzerine kırmızı ve siyah ziftli bandajın yapılması, bir de genel sistemik antibiyotiğin uygulanması gerekliydi. Bu durum iş yükü ve maliyet yükselmesine yol açmaktadır. Bu nedenle iş yükü ve maliyeti azaltmamız gerekiyordu. Zamanla veteriner hekimler ve yetiştiriciler “Hocam bizim bunlarla uğraşabilecek ne bir vaktimiz ne de iş gücümüz var” diyorlardı. Biz de yaptığımız çalışmalar sonucu bunun yağlı boya tarzında kullanılsın, yağlı boya gibi kurusun ve hayvan doğal yaşam ortamına devam etsin istedik. Hem iş yükünü ve maliyeti azaltmak hem de farkındalık yaratmamız gerekiyordu. Bu ürünün muadilleri, genelde Türkiye’deki ayak/tırnak kremleri, ayak/tırnak bakım ürünlerine bakıldığında çoğunluğu yurtdışı menşeili, ülkemizde çok az miktarda yerli ürün var ve hepsi de uygulamadan sonra bandajı önermektedir. Üretim aşamasında ilk önce bandajsız uygulanmasını planladık eğer bu sistemik olarak vücuda yayılmadıysa ve herhangi bir ateş ve enfeksiyon belirtisi yoksa antibiyotik kullanılmaması gerektiğini öneriyoruz. Dünyada antibiyotik direncinin gelişmesi, hayvanlara fazla miktarda antibiyotik uygulanması gerek insan gerekse hayvan sağlığı açısından bir dezavantajdır. Bunu da hatırlatmak isterim.
MAKÜ HOOF JEL’İN İÇERİĞİNDE NELER VAR?
MAKÜ Hoof Jel bitkisel ürünlerden hazırlanmıştır. Etken madde olan bu bitkiler antibakteriyel, antiviral ve antimikotik etkinliklere sahiptir. Üretilen bu jelde yer alan bitkiler ülkemizde yetiştirilen bitkilerden derlenmiştir. Birbirine sinerji yaratan, birbirine antogonist etkisi olmayan yani birbirini negatif etkilemeyen bu bitkiler uygun oranlarda, yardımcı maddelerle bir araya getirilerek hazırlanmaktadır.
PATENT BAŞVURUSU YAPILDI
Patentle ilgili son aşamadayız. Sanırım 2-3 aylık bir süremiz kaldı çünkü ülkemizde patent süreçleri uzun sürüyor ama jelimizin patenti için 2019 yılında başvuru yapılmıştı. İncelemeli Ulusal Patent adı altında başvurmuştuk. Türk Patent ve Marka Kurumuna savunmalarımızı yapıp, son sürece girmiş durumdayız. Sonucu bekliyoruz.”
NEREDEN TEMİN EDİLİR?
Yetiştiricilerin MAKÜ Hoof Jeli, veteriner klinikleri, ecza depoları ve üniversiteyi arayarak temin edebileceklerini belirten Prof. Dr. Mehmet Kale, “Biz bilim adamları ülkemiz için yeni ürünler üretmek zorundayız. Bazı sorunlara kendimiz çare bulmalıyız. Eksiklikleri görüp, çözümü nasıl olura odaklanmalıyız.” Genel anlamıyla bu düşünce ile yola çıktık. Bu ürün ülkemizde yetişen bitkiler kullanılarak elde edilmiştir. Bu sayede yurtdışı menşeili ürünlerin ithalatının azaltılması ve ürünün yurtdışına ihracatı sağlanarak ekonomik anlamda fayda sağlanacaktır. Ürün maliyetinin muadillerine göre ucuz olması, ürüne kolay ulaşılması ve üretim stoklarının daimi olması önem arz etmektedir. Şu anda MAKÜ Hoof Jel, üniversitemizin ürünü olarak piyasaya sürüldü. Zaten patent başvurusunu üniversitemiz yapmıştır. Bakanlıktan üretim ruhsatı alınan ürün Bucak’ta özel bir firma tarafından fabrikasyon olarak üretilmektedir. Satış ve pazarlaması da üretim yapan aynı firma tarafından sağlanmaktadır. Satışları da devam etmektedir. Yetiştiricilerimiz sosyal medya, basın ve üniversitemizin haber ve makaleleri aracılığı ile hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bilgi alacbileceklerdir. MAKÜ Hoof Jeli kullanmak isteyen yetiştiricilerimiz ise çeşitli veteriner hekim kliniklerinden ve ecza depolarından temin edebilirler. Ürüne ulaşmak için yetiştiricilerimiz firmayı veya üniversitemizi telefonla arayarak kargo yoluyla temin edebilirler” açıklamasında bulundu.
İNEK, JELİN UYGULANMASINDAN 10 DAKİKA SONRA AYAĞINA BASMAYA BAŞLADI
Ayak ve tırnak hastalığı nedeniyle antibiyotik iğneler kullanmalarına rağmen ayak yarasını iyileştiremediklerini anlatan Burdurlu Yetiştirici Kenan Kaplan, MAKÜ Hoof Jeli kullandıktan sonra hayvanın yürüdüğünü görünce büyük sevinç yaşadı. Büyükbaş hayvanlarda yaşanan ayak ve tırnak hastalıkları nedeniyle yetiştiricilerin hayvanlarını kestirmek zorunda kaldığını da dile getiren Burdurlu Yetiştirici Kenan Kaplan, “Hayvanlarımızın arka ayaklarının ökçe kısımlarında yara vardı. İlaç ve antibiyotik kullandık fakat geçmedi. MAKÜ Hoof Jeli duydum, Mehmet profesörümüz güzel bir jel geliştirmiş ve bugün uygulamasını yaptık. Hayvana uyguladık, hayvan ayağına basmaya başladı. Şimdi ikinci hayvanımıza da uygulayacağız, ön ayağına uygulayacağız. İnşallah sonuçlarını göreceğiz. İlk hayvanımızın sonucunu gördük, jel kuruduktan sonra basmaya başladı çok memnun olduk. Biz iğne vuruyoruz, bu kadar çabuk iyileşmiyor. Şimdi baktık ki birinci uygulamada bile daha ikinci uygulamaya geçmeden hayvan basmaya başladı. Şimdi bu ayak hastalığı yüzünden hayvan her gün zayıflamaya başlayacak, döl tutmayacak, mecbur kesime gidecek. Bu hastalık yüzünden her gün zayıflamaya başlıyor. Bu yara geçmiyor, ne kadar iğne ve ilaç kullansak dahi geçmiyor. Sağ olsun Mehmet hocamız güzel bir buluş yapmış ve buluşun sayesinde hayvanlar kesime gitmekten kurtulacak” diye konuştu.
“ÜRETİLEN BİTKİSEL JELİMİZLE, HERHANGİ BİR ANTİBİYOTİĞE YA DA SARGIYA İHTİYAÇ DUYMAKSIZIN, AYAK HASTALIĞINI ÇOK KISA SÜRE İÇİNDE TEDAVİ EDEBİLİYORUZ”
Cumhurbaşkanlığı Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşma ve İhtisaslaşma Programı kapsamında hayvancılık alanında sektörün kalkınması için tüm çözümlerin üretildiğini ifade eden MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, MAKÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kale öncülüğünde geliştirilen MAKÜ Hoof Jel sayesinde dışa bağımlı olunan ayak ve tırnak yaraları konusunda yerli ve milli bir çözüm elde edildiğini vurguladı. Hayvancılık sektöründe dışa bağımlı tüm çözümlerde yerli ve milli ihtiyaçların üretilerek karşılanacağını vurgulayan MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, “Bildiğiniz üzere, üniversitemiz Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşma ve İhtisaslaşma Programı kapsamında hayvancılık alanında ihtisas üniversitesidir. Hayvancılığın tüm kategorilerinde, hayvan sağlığı, hayvan besleme ve hayvan teknolojilerine kadar hatta bunu şimdi tarım teknolojilerine doğru genişlettiğimiz yoğun bir çalışma içindeyiz. Üniversitemizde 50’ye yakın proje eşzamanlı olarak yürütülüyor. Bu projelerde artık somut çıktı almış bulunuyoruz. Mobil mikroskop dediğimiz sektörde önemli bir ihtiyacı karşılayan ürünümüzü, geçtiğimiz yıl lansmanını yapmıştık, şu an piyasada, yine bu çerçevede devam eden tanı kitleri, ayak hastalıkları ve hayvancılık teknolojileri dediğimiz alanda da Türkiye’nin dışa bağımlı olduğu bazı çözümleri üretme noktasında projelerimiz devam ediyor. Önümüzdeki günlerde bunların da inşallah somut çıktılarını sektör ve ülkemizle paylaşacağız. Bugünde yine bu anlamda yaptığımız çalışmalardan birisi olan hayvanlarda yak hastalığının tedavisine yönelik pratik çözüm geliştiren bitkisel bir jel üretimini gerçekleştirdik. Bu jel gerçekten ayak hastalığı basit bir konu gibi gözükse de sektörde çok büyük bir problemdir. Hayvanların yaşadığı ortamda hijyen sorunu olması nedeniyle ve düzgün olmamasından kaynaklı çok ciddi bir problemdir ve tedavisi de antibiyotik yoluyla yapılabiliyor. Antibiyotik kullanıldığı zamanda bildiğiniz üzere sütün antibiyotik kullanılan dönemde çöpe atılması anlamına geliyor. Üretilen bitkisel jelimizle, herhangi bir antibiyotiğe yada sargıya ihtiyaç duymaksızın, ayak hastalığını çok kısa süre içinde tedavi edebiliyoruz. MAKÜ Hoof Jel yaranın üzerinde bir koruma kalkanı oluşturuyor ve en önemlisi sargı ihtiyacı olmuyor çünkü sargı yapmak özellikle büyükbaş hayvanlarda çok büyük bir sorundur. Kolay bir işlem değildir o nedenle jelin oluşturduğu koruma tabakası ile kısa sürede sonuç veriyor. Hayvancılıkta, yetiştiricilerin çok önemli ve mustarip olduğu bir konuya çözüm üretmiş olmaktan dolayı son derece mutluyuz. Bu çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah devletimizin bize vermiş olduğu bir misyon ve görev çerçevesinde çalışmalarımızdan güzel neticeler almaya devam edeceğiz. Hayvancılık sektörünün bütün alanlarında ihtiyaç duyulan, dışa bağımlı olduğumuz özellikle alanlarda yerli ve milli çözümler üretiyoruz. Bu çözümleri üretmek için akademi bir seferberlik içinde, biz konuyu şöyle değerlendiriyoruz, Türkiye’deki her üniversite ülkenin bir alanına odaklansa 5-10 yıl içinde çok sayıda çözüm ve ilerleme kaydedeceğine inanıyoruz. Bunu da hayvancılık alanında yaptığımız çalışmalarla bizzat tecrübe etmiş olduk” ifadelerini kullandı.
kaynak: Burdur Gazetesi