Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 8,50'den yüzde 15 seviyesine çıkarırken para politikasında kademeli geçiş sinyali verdi.
Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi faizin yüzde 25 seviyesine çıkarılacağı yönündeydi.
Kararda sıkılaşma gerekçesi olarak, "Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin başlamasına karar vermiştir" ifadeleri kullanıldı.
Karar metninde enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırmanın gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirileceği ifade edildi. Metinde parasal sıkılaştırma sürecinin başlaması ile para politikasının etkinliğinin artacağı belirtildi.
TCMB'nin karar metninde ihtiyati tedbirlerin sadeleşmesi için de kademeli geçiş mesajı verildi.
Konuyla ilgili olarak metinde "Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirecektir. Sadeleşme süreci, etki analizleri yapılarak kademeli olacaktır" ifadeleri kullanıldı.
Metinde cari dengeye yönelik de mesajlar verildi. TCMB bu konuda fiyat istikrarının sürekliliğini sağlamak hedefiyle, cari dengeyi iyileştirecek stratejik yatırımların desteklenmeye devam edileceğini ifade etti.
TCMB politika faizini enflasyonun ana eğiliminin gerilemesini ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşmasını sağlayacak parasal ve finansal koşulları oluşturacak şekilde belirleyeceğini de söyledi.
TCMB'nin karar metninde enflasyon görünümüne ilişkin olarak şu yorumlar yer aldı:
Ülkemizde, yakın döneme ilişkin göstergeler enflasyonun ana eğiliminde yükselişe işaret etmektedir. Bu gelişmede yurtiçi talepteki güçlü seyir, maliyet yönlü baskılar ve hizmet enflasyonundaki katılık belirleyici olmuştur. Kurul, bu unsurlara ek olarak fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın enflasyon üzerinde ilave olumsuz etki yapacağını öngörmektedir.
TCMB'nin 27 ay sonra gelen faiz artırımı piyasa beklentilerinin altında kalırken ekonomistler enflasyonla mücadelede kredibilete kaybı riskine vurgu yaptı.
Bloomberg HT yayınına katılan İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Nilüfer Sezgin “ Artışın beklentinin biraz altında kaldığını düşünüyorum. Beklenti yönetimi açısından daha yüksek bir faiz artırımı yapılması bence enflasyonla mücadelede hem kredibilite kazancı hem de oluşabilecek maliyetlerin daha kolay yönetilmesine imkan verecekti diye düşünüyorum. Marjinal faydası daha anlamlı bir faiz artırımının daha etkili olurdu diye düşünüyorum" diye konuştu.
Karar sonrası yayımladığı analizinde Haluk Bürümcekçi, faiz artışının beklentilerin altında kalmasının TL açısından olumsuz bir gelişme olduğunu belirtti. Mevcut enflasyon görünümü ve eğiliminin politika faizlerini eninde sonunda güncel mevduat faizleri veya gelecek enflasyon beklentileri düzeyine getirilmesini zorlayacağını ifade eden Bürümcekçi, bunun gerçekleşmemesi durumunda TL’de değer kaybı baskısının devam edeceğini öngördü.
TCMB'nin kararının ardından dolar/TL kuru 24 seviyesini aşarak rekor seviyeye yükseldi. Türkiye'nin risk priminde de karar sonrası yükseliş izlendi. 5 yıllık CDS 510 baz puana çıktı.
Son günlerde analizlerini paylaşan yabancı kurumların beklentilerinin farklılaştığı görülüyordu.
Son dönemde müşterileriyle analizlerini paylaşan yabancı kurumlar arasında yüzde 40'a varan faiz tahminleri yapıldı. Yabancılar arasında en temkinli tahmini yapan kurum yüzde 14 ile Standard Chartered oldu. En şahin beklentiyi ise yüzde 40 ile Goldman Sachs yapmıştı.
Fakat genelde yabancı kurumlardan gelen beklentiler yüzde 20-25 aralığında toplanmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ay yaptığı açıklamada Şimşek’in TCMB ile hızlı şekilde atacağı adımları “kabullendiklerini” söylemiş ancak faiz konusunda görüşlerinin değişmediğini sözlerine eklemişti.
Şimşek de göreve gelmesinin ardından “rasyonel politikalara dönüş” vurgusu yapmıştı.
bloomberg