İleri yaştaki yalnızlığın en büyük sebebinin, kişilerin psikolojik sağlamlıklarına yönelik yanlış yatırımlar yapması olduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ileri yaştaki insanların en büyük ihtiyacının sosyal destek olduğunu söyledi. Yaşlılıkla beraber fizyolojik bazı özelliklerin zayıflamasına karşın bilgelik ve ağırbaşlılığın arttığını belirten Tarhan, "Mantıklı doğru düşünme, sağlıklı karar verme artıyor ve daha doğru değer yargılarına sahip olma artıyor. Bilgi birikimi ve tecrübe olgun kişilikle birleşirse mutlu ihtiyar ortaya çıkıyor. Yani böyle kişiler daha tutarlı, hoşgörülü ve daha sabırlı oluyorlar." dedi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaşlılarda psikolojik sağlamlık ve psikolojik sağlamlığın önemine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Sağlıklı yaşlanma varsa ileri yaştaki kişilerin daha mutlu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "İleri yaşlardaki kişiler artık yarışma koltuğunda değil, yarış pistinde değil, jüri koltuğunda oturuyorlar. Ancak kendini hala yarış koltuğunda görüyorsa mutlu olamıyorlar yani aslında sağlıklı yaşlanma varsa bunu sağlayabiliyor kişi. Sağlıklı yaşlanma yoksa her şeyde aktif olmaya çalışıyor, gençlere özenmeye çalışıyor. Her yaşın güzellikleri var, zorlukları var, insana kazandırdığı şeyler var. Kişinin zamanla kaybettiği yetiler var. Bütün bunlar arasında hangisine odaklanırsa ruh hali de bundan etkileniyor. Yaşlılıktaki psikolojik sağlamlık o şekilde oluşuyor. Bu nedenle psikolojik sağlamlığı aslında bilmek lazım. Psikolojik sağlamlık yaşlılarda normalde genel olarak artıyor."dedi.
Psikolojik sağlamlığın, insanın zorluk yaşadığı zaman hızla tekrar eski haline gelebilmesi olduğunu ifade eden Tarhan, "Bu durum olgun kişiliği olan yaşlılarda normalde artar. Yaşlılık zaten hayatta tecrübe birikimi olduğu için yaşlılar genellikle daha bilgeleşirler. Gençlerin korktuğu ve panik yaşadığı olaylarda yaşlılar dengeyi sağlarlar. Bu durum aslında doğada da benzer şekildedir. Yaşlı kurtlar bilgedir. En arkada durur ve sürüye gelen tehlikeleri uzaktan gözetir, diğerlerine haber verir. Genç kurtlar sürüde önden gider, yaşlı kurtlar arkadan gider. Sürü onların tecrübesinden faydalanıyor. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayat olayları karşısında yaşlıların ön sezgileri ve rasyonel sezgilerinden gençler yararlanırsa tecrübelerinden fayda sağlayabilirler. Psikolojik sağlamlık, zorluk yaşandığı zaman kolayca toparlanabilme becerisidir." dedi.
Bu durumun ileri yaştaki insanların ruh sağlığı açısından da önemli olduğunu belirten Tarhan, "Kendisinden fikir alınan, danışılan, sorulan ve gençlerin çevresinde olduğu yaşlılık, keyif verici bir yaşlılıktır. Tabii bu geniş ailelerde daha çok mümkündür. Genç çiftler çocuk büyütürken onların tecrübelerinden yararlanır. Onlara kırıp dökmeden annelik - babalık becerileri öğretiyorlar. Günümüzde çekirdek aile nedeniyle bu bilgi aktarımı ve tecrübe aktarımı olmuyor. Gençler de sosyal medyadan, internetten, kitaplardan öğrenmeye çalışıyorlar ama teorik bilgiyle, pratik tecrübe bilgisi ve ustalık bilgisi bir olmuyor." dedi.
Toplum olarak geniş aile yapısını tam kaybetmediğimizi belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ülkemizi ziyaret eden yabancı bir sosyologun aile yapımız üzerine bir inceleme yaptığını belirterek "Çekirdek aile ve geniş aile dönüşümü nasıl diye incelemiş. 'Çekirdek aile gözüküyor ama siz çekirdek ailede de değilsiniz geniş aile de. Çekirdek aile konfederasyonu olmuşsunuz' demiş. Bazı ailelerde aynı apartmanda yaşıyor ama evleri ayrı. Çoğu bir arada, sık sık görüşüyor, çocuklar beraber oynuyor, beraber büyüyor. Bazı problemler de beraberinde geliyor ama büyük bir destek de oluyor. Mesela biri hasta olduğu zaman diğerleri destek veriyor. Deprem bölgesinde geniş ailenin müthiş faydasını gördük. Hemen bir anda bütün aileler bir araya geldi, yalnızlığı giderdiler, yaşlıların yalnızlığını giderdiler, aynı evde kalmaya başladılar." dedi.
Yalnızlık sorununun tüm dünyada en önemli sorunlar arasında görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "2019 yılında Dünya Ekonomik Forumunun gerçekleştirildiği Davos'ta dünyayı bekleyen üç büyük tehlike yalnızlık, iklim değişikliği ve ekonomik dengesizlik yani gelir eşitsizliği olarak belirtildi." dedi. Yalnızlığın pek çok yan etkisinin yapılan çalışmalarda ortaya konulduğunu kaydeden Tarhan, "Yalnızlık, kişinin beden sağlığına bir günde 15 sigara içmiş kadar zarar veriyor. Yalnız yaşamak bağışıklık sistemini bozuyor, sağlığı bozuyor." dedi.
İleri yaştaki yalnızlığın en büyük sebebinin, kişilerin psikolojik sağlamlıklarına yönelik yanlış şeyler yapılması olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "İleri yaştaki insanların en büyük ihtiyacı sosyal destek. Kim genç yaşında benmerkezciyse ileri yaşında yalnız kalıyor. Yetiştirdiği çocukları benmerkezciyse 'Önce benim konforum. Önce can sonra canan' diyor. Böyle olunca da ilerleyen yıllarda kişi yalnız kalıyor. İhtiyarlık dönemleri de mutsuz geçiyor. Modernizmin getirdiği birçok şey hayatımızı kolaylaştırırken maalesef bazı insani özelliklerimizi kaybettirdi bize..." diye konuştu.
Dünyada ileri yaşla ilgili kriterlerin de yaşam süresinin uzamasıyla beraber değiştiğini, 65'ten sonrasının yaşlılık, 75'ten sonrasının ise ileri yaşlılık olarak kabul edildiğini kaydeden belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaşlılıkla beraber fizyolojik olarak bazı yetilerin zayıfladığını söyledi. belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Görme zayıflıyor, hafıza zayıflıyor. Bazı azalan yetiler var mesela yeni şeyler öğrenmek zorlaşır. Buna karşın ileri yaşta artan yetiler de var. Mesela bilgelik ve ağırbaşlılık artıyor. Mantıklı doğru düşünme, sağlıklı karar verme artıyor ve daha doğru değer yargılarına sahip olma artıyor. Bilgi birikimi ve tecrübe olgun kişilikle birleşirse mutlu ihtiyar ortaya çıkıyor. Yani böyle kişiler daha tutarlı, hoşgörülü ve daha sabırlı oluyorlar." dedi.
Bilgeleşmeyi öğrenmenin küçük yaşlardan itibaren öğrenilmesi gerektiğini de kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Zihinsel yetilerde de kişi bilgeleşerek o azalan zihinsel yetileri çok rahat telafi edebiliyor. Burada kişinin küçük yaşta bu yetileri kazanmaya yönelik bir hayat ve yaşam stili oluşturması gerekir. İnsan vücudunu en çok yaşlandıran şey, yanlış yaşama. Lokman Hekim'in hastalık için '3'te 1 ayazdan, 3'te 1 boğazdan ve 3'te 1 de gamdan olur' dediği söylenir. Yaşama stilimizi küçük yaştan itibaren doğru bir şekilde planlarsak kişi ilerleyen dönemlerde kaliteli bir yaşlılık geçirebilir." dedi.
Beynin kullan ya da kaybet kuralı ile çalışan bir özelliği olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Beyni en çok geliştiren şey yeni deneyimlere açık olmasıdır ve yeni bilgiler öğrenmektir. Aynı zamanda da kişinin düşündüğü hakkında düşünmesidir. Beyni geliştiren, beyin egzersizleridir bunlar. Beyin ezberci olursa, otomatik olarak hep aynı yolda gidip gelirse, hep aynı işleri yaparsa beyinin belli yolları çalıştığı alanlar canlı kalıyor diğerleri yıkılıyor. Ama kişi beynin her tarafını kullanıyorsa, yorum yapıyorsa, olayları analiz ediyorsa, sosyal temas artıyorsa, çevreyle iletişim iyiyse, okuyorsa 100 yaşına gelse bile zihni açık oluyor." dedi.
Toplumda yaşlılığın şifası olmayan bir hastalık gibi görüldüğüne ilişkin zaman zaman ön yargılar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Yaşlılık bir hatalık değil ki onun için yaşlılık psikolojisi demiyoruz, yaşlanma psikolojisi diyoruz. Anti-aging teriminin kullanılması yaşlılığı bir düşman gibi gördüğü için sakıncalı oldu. Şimdi sağlıklı yaşlanma tabiri kullanılıyor. Yaşlanmayı tehdit gibi görmek yerine, yaşlanmayı sağlıklı şekilde yapmak önemlidir. Mesela hastalıkları tehdit gibi görmek yerine hastalıkları yönetmek, karşımıza almak yerine hastalıkları kabullenip yönetmek gerekiyor. Bunu yaptığı zaman kişi mutlu oluyor." dedi.