Alanya Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Saygı, sınav öncesi doğru beslenme konusunda önemli bilgiler aktardı.
Alanya Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Saygı, sınav öncesi doğru beslenme konusunda önemli bilgiler aktardı. Hem sağlıklı yaşam tarzı elde edilmesine hem de sınav öncesi öğrenciye faydı sağlayacak sağlıklı beslenme ipuçları hakkında bilgiler veren, Prof. Dr. Birol Saygı, "Sınav döneminde sağlıklı bir yaşam tarzı elde etmenize ve bunu sürdürmenize yardımcı olacak ipuçları şunlardır; bazen bir bölümü daha bitirmek için bir öğünü atlamak isteyebilirsiniz, ancak açlık belirtilerinizi görmezden gelmek ve bir öğünü atlamak sizi yalnızca geriletecektir. Beyninizin glikoza ihtiyacı vardır. Ancak şekerden elde edilen ve glikoz seviyenizi zirveye çıkarabilen ve sonra aniden düşen şekerden bahsetmiyoruz. Karmaşık karbonhidratlardan alabileceğiniz sürekli bir glikoz iletiminden bahsediyoruz. Sürekli bir glikoz kaynağı, sık sık aç hissetmeden odaklanmanıza yardımcı olacaktır" ifadelerine yer verdi.
Sınav sırasında beyni besleyecek yiyeceklerin çok önemli olduğuna vurgu yapan Üyesi Prof. Dr. Birol Saygı; sebzeler ve baklagiller/fasulye, meyve, tahıl (tahıl gıdaları) ekseriyetle kepekli ve/veya yüksek tahıl çeşitleri, yağsız et ve et alternatifleri ile süt, yoğurt, peynir (ekseriyetle yağı azaltılmış) yiyeceklerin tüketilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Metabolizmanın sağlıklı çalışması bakımından kahvaltı yapılmasının doğru bir önemli olduğu söyleyen Prof. Dr. Saygı, “Metabolizmanızı başlatmak için kahvaltı yapınız, öğle yemeği yerken etrafta dolaşınız ve gerininiz, akşam yemeğinden önce biraz egzersiz yapınız. Öğünlerinize mutlaka şunlara yer verin; yarım tabak dolusu sebze, tabak karbonhidrat ve tabak protein. Sizi tok ve odaklanmış tutmak için öğünlerinize dahil edebileceğiniz bazı yiyecek örneklerimiz var. Bu önerilere göre hareket etmek çok sağlıklı olacaktır. Tam tahıllı ekmek, bulgur gibi tam tahıllar gibi Patates ve kabak gibi karbonhidrat porsiyonunuzun bir parçası olarak nişastalı sebzeleri de ekleyebilirsiniz. Protein açısından zengin Tavuk, hindi, balık ve yağsız kırmızı et gibi yağsız etler (az yağlı etler) tüketmelisiniz. Her tür sebze yani nişastalı olmayan sebzelerden daha fazlasını seçiniz” dedi.
Alanya Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Saygı, toplum dilinde atıştırmalık olarak nitelendirilen yiyeceklerin tüketilmesinin önemli olduğuna vurgu yaptı. “Sağlıklı öğünler ve atıştırmalıklar, beyin fonksiyonunu destekleyen, yavaş ve sürekli glikoz salınımı sağlayan ve bağırsak mikrobiyomunuzu ve bağırsak-beyin ekseninizi destekleyen dirençli nişasta açısından zengin besinlerle doludur. Güne mahallede, sahilde veya yerel parkınızın çevresinde tempolu bir yürüyüşle başlayın” diyen Prof. Dr. Saygı, şu ifadelerle bilgilendirmelerine devam etti:
“Stresli ve/veya endişeli hissettiğimizde, cips, şeker veya kurabiye gibi tatlı veya tuzlu bir şeye ihtiyacımız olduğunu hissedebiliriz. Yüksek miktarda şeker ve tuz yemek, yalnızca boş kalori sağlamakla kalmaz (besleyici kalori içermez), aynı zamanda kısa süre sonra kendinizi acıkmış hissetmenize de neden olur. Kan şekerinizi ve enerji seviyenizi sabit tutmak için bir şeyler atıştırmak için çalışma molaları planlayınız. Karbonhidratlar beyninizin tercih ettiği enerji kaynağıdır, ancak karbonhidratın kalitesi önemlidir. Kalıcı enerji için tam tahıllar, meyveler ve sebzeler gibi lif içeren atıştırmalıklar yiyiniz. Bu hem daha uzun süre tok kalmanızı sağlayacaktır. Meşgul olduğunuzda, mutfakta sakladığınız yiyecekleri almak kolaydır. Bu nedenle besleyici ve kullanışlı yiyecekleri mutfakta bulundurun. Bunlara taze meyveler, çiğ sebzeler, kabuklu kuruyemişler, peynir, yoğurt, az şekerli, yüksek lifli kahvaltılık tahıllar, patlamış mısır (yağlı değil) ve konserve ton balığı dahildir. Öğünleriniz 4 veya daha fazla saat arayla olduğunda bir atıştırmalık ekleyiniz.”
Gün içinde alınması gereken kafein miktarının sınırlanması gerektiğini söyleyen Saygı, yoğun kafein alımının vücutta gerginlik ve endişe gibi hislere neden olabileceğini söyledi. Bu neden daha az kafein tüketilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Saygı, “Bir yığın çalışma notunu bitirmek için kafein mi arıyorsunuz? Kafein size kısa bir süre için enerji artışı sağlarken, daha sonra gergin ve/veya endişeli hissetmenize neden olabilir. Ayrıca, vücudunuzun ne kadar kafeini tolere edebileceğine bağlı olarak, mide rahatsızlığı ve uykusuzluk yaşayabilirsiniz. Kafein tüketmeyi seçerseniz, gün içinde alımınızı sınırlayınız. Bunun yerine su, maden suyu, bitki çayları veya kafeinsiz kahveyi seçiniz. Sınavdan önce yeterince dinlenmek istediğinizi ve yüksek miktarda kafein alımının sınavdan önceki gece uyuyamamanızın nedeni olabileceğini unutmayınız” diye konuştu.
Gastronomi ve Mutfak Sanatları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Saygı, öğrencilere son olarak günde 1,5 litre suç içmelerini önerdi. Düzenli su içilmesinin beyni nemlendirdiğini aktaran Saygı, “Günde en az 1,5 litre su içmeliyiz, ancak çoğu zaman özellikle meşgul olduğumuz zamanlarda su içmeyi unutuyoruz. Susuzluk üzerimize sinsice yaklaşabilir ve susuzluktan dolayı başımız dönebilir ve hatta baş ağrıları yaşayabiliriz. Bir su şişesi taşımak, muhtemelen gün boyunca su şişesini doldurma ihtiyacı hissedeceğiniz için su içmeyi hatırlatabilir. Sade su tipik olarak vücudunuzun sulu kalmasının en iyi yolu olsa da sıvı alımınızı artırmak için aşağıdaki seçenekleri göz önünde bulundurunuz. Soyunuza taze kesilmiş meyveler, sebzeler veya otlar ekleyiniz. Örneğin salatalık, portakal, limon, nane yaprakları ekleyin. Narenciye (limon, portakal, greyfurt) ile tatlandırılmış saf, şekersiz demlenmiş buzlu çayı deneyin. Meyve ve sebzeler su ile doludur ve sıvı alımını artırmanıza yardımcı olabilirler. Bunlar kavun, salatalık, narenciye, kereviz içerir. Meşgul olduğumuzda uykuya öncelik vermek zordur, ancak yeterince uyumamak sizi sinirli yapabilir çünkü elinizden gelenin en iyisini hissetmiyorsunuz. Uyku kalitesi ve miktarı sınav haftasında ve tüm akademik yıl boyunca önemlidir. Her gece 7-9 saatten az uyumak sizi daha az uyanık ve zayıflamış bir bağışıklık sistemi riski altında bırakabilir” sözlerine yer verdi.