Parkinson hastalığının belirtilerinin kişiden kişiye değiştiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Nurgül Uzun, “Parkinsonun belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve semptomların ilerleyişi de farklılık gösterir. Semptomlar herhangi bir yaşta görülebilir, ancak Parkinson’un ortaya çıkma yaşı ortalama 60’tır” dedi.
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Nöroloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Nurgül Uzun, 11 Nisan Dünya Parkinson Hastalığı Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Parkinson hastalığının yavaş ilerleyen ve beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden bir beyin hastalığı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Nurgül Uzun, “Normal insan beyninde belli bölgelerde dopamin üreten beyin hücreleri bulunur. Dopamin, beyindeki substansiya nigra bölgesi ile vücut hareketlerini kontrol eden diğer beyin bölgeleri arasında mesajlar ileten bir kimyasaldır. Dopamin insanların akıcı ve birbiri ile uyumlu hareketler yapmalarını sağlar. Dopamin üreten hücrelerin yüzde 60 ile yüzde 80’i kayba uğradığında yeterli miktarda dopamin üretilemez ve Parkinson hastalığının motor belirtileri ortaya çıkar” diye konuştu.
Parkinson hastalığının erken belirtilerinden bahseden Uzun, şunları söyledi: “Parkinson hastalığının en erken belirtileri ağızdan başlayıp bağırsaklara kadar uzanan enterik sinir sistemi, alt beyin sapı ve koku yollarında ortaya çıkmaktadır. Parkinson hastalığı bu bölgelerden beynin daha üst bölümlerine yani substanisya nigra ve beyin kabuğuna doğru yayılım gösterir. Koku duyusu kaybı veya azalması, uyku bozuklukları ve kabızlık gibi belirtilerin titreme ve hareketlerde yavaşlama gibi hastalığın motor belirtilerinden yıllarca önce başladığı düşünülmektedir. Bu nedenle araştırmacılar bu motor-olmayan belirtilerin mümkün olduğunca erken tanınmasının ve böylece hastalığın ilerlemesini durdurmanın yollarını aramaktadırlar.”
Parkinson hastalığının belirtilerinin hareketle ilgili olanlar ve hareketle ilgili olmayanlar (motor ve motor olmayanlar) şeklinde iki gruba ayrıldığına değinen Uzun, “Motor (hareketle ilgili olan) belirtiler, titreme, hareketin yavaşlaması (bradikinezi) ve kaslarda kasılma, hareket edememe (akinezi), uzuvlarda kasılma, tutarsız yürüyüş ve kamburluktur. Motor (hareketle ilgili) olmayan semptomlar ise uyku bozuklukları, kabızlık, koku duyusunun kaybı, depresyon, cinsel işlev bozukluğu ve anksiyetedir” şeklinde konuştu.
Hastalığın belirtilerinin kişiden kişiye değişebileceğini, dolayısıyla semptomların ilerleyişinin de farklılık gösterebileceğini söyleyen Nurgül Uzun, “Semptomlar herhangi bir yaşta görülebilir, ancak parkinsonun ortaya çıkma yaşı ortalama 60’tır. 30 yaş altındaki kişilerde nadiren rastlanır. Genç yaşta ortaya çıkan formunda genetik nedenler ön plandadır. Genellikle ortaya çıkan ilk belirtilerden biri bir elin hareketlerinde yavaşlama olması ve yürürken kolun daha az savrulmasıdır. Buna omuz ağrısı eşlik edebilir. Diğer bir semptom ilk önceleri hafif düzeyde ve en çok dinlenme halindeyken fark edilen titremelerdir. Titremeler genelde elde oluşur, ancak kollar ve bacaklar da etkilenebilir” dedi.
Parkinson hastalarının yüzde 15’inin hastalık seyri boyunca hiçbir zaman titreme yaşamadığını, genellikle semptomların vücudun tek bir tarafında başladığını belirten Uzun, şu bilgileri paylaştı: “Vücudun baskın tarafı etkilenirse, semptomlar en çok yazı yazma gibi alışılageldik bazı işlemleri gerçekleştirirken fark edilir. Titreme yaşayan ve semptomların vücudun baskın tarafını etkilediği kişilerin, doktora giderek erken teşhis ve tedaviden faydalanma imkanı daha yüksektir. Parkinson’un erken aşamalarındaki kişiler denge ile ilgili sorunlar da yaşayabilirler. Parkinson hastaları genellikle daha az yüz ifadesi kullanır ve yavaş konuşabilirler. Uyku bozuklukları, depresyon ve anksiyete gibi motor olmayan semptomlar, çoğu zaman motor semptomlardan önce ortaya çıkabilir. Bu hastalığı net bir biçimde tanımlamak için özel bir test mevcut değildir; Parkinson teşhisi nöroloji uzmanınca yapılan muayene sonrası benzer belirtilere sahip diğer hastalıkların elenmesi veya hasta Parkinson ilaçlarına yanıt verdiği zaman konulur.”
Parkinson hastalığının tedavi yöntemlerini anlatan Uzun, “Parkinson ilerleyici bir hastalıktır ve dolayısıyla zaman ilerledikçe semptomlar kötüleşebilir. Doğru tedavi ve takip sayesinde, çoğu hasta normal hayatını uzun yıllar boyunca sürdürebilmektedir. Bu nedenle hastalığın ilk belirtileri ve semptomları saptanır saptanmaz bir nöroloji uzmanının değerlendirmesi önemlidir. Erken tedavi ile hastalığın gidişatını yavaşlatmak mümkün hale gelir. Tedavi sırasında kullanılan ilaçların oluşabilecek yan etkilerini belirleyip ortadan kaldırmak önemlidir. Fakat her ne olursa olsun, ilacın yan etkisi görüldü diye ilacı bırakmak yanlıştır çünkü hastalık belirtileri tekrar ortaya çıkar. Cerrahi tedavi ilk tercih yolu değildir. Ancak hastalık düzeltilemiyorsa ya da ilaç kullanımı ile ilişkili yan etkiler ortaya çıkmış ise uygulanabilir” ifadelerini kullandı.